Estetik ve rekonstrüktif cerrahi uygulamaları içeren cerrahinin şekillendirici, tamamlayıcı, bütüncül ve en genç bilim dalıdır. Estetik cerrahi zarif bir eldivense, plastik cerrahi bu eldivenin içinde ona hükmeden kanlı canlı eldir. Cerrahide organ v dokuların yerleri ufak farklılıklarla aynı yerdedirler v etüm insan anatomisi istisnalar dışında benzerlik gösterir.

Gelişen teknoloji ile cerrahi ameliyatların süreleri kısalmış, komplikasyon oranları da azaltılmıştır.

Plastik cerrahi uygulamalarında her hasta ve hastalık bize meydan okurcasına, farklı bir yerde ve farklı bir problematiği içerecek şekilde maskeli olarak karşımıza çıkar. Birbirinin aynı iki hasta veya yaralanma olması imkansızdır. O nedenle kişisel yaklaşım, planlama v tecrübe ile şekillenen benzer işlemlerde farklı farklı sonuçlar elde edilecektir. Bu da uygulayıcının her uygulamada özgünlüğü anlamına gelen (yeterli vy eksik) imzasını, her kişiye atması anlamına gelir. Plastik cerrahi bu derinlik, sorumluluk ve disiplin içinde hareket eden dinamik bir bilim dalıdır.
Uygulanan işlemler, olmayan veya kısmi/tamamı kaybedilen doku ve organların yerine konması için fonksiyonel (rekonstrüktif) ve/veya şekil, form vermeye yönelik (estetik, kozmetik) girişimler olmakla beraber tüm girişimlerin estetik ve fonksiyonel sonuçları birlikte oluşur. Plastik cerrahi gelişimini, bir dizi savaş ortamda görev almış olan yaratıcı fedakâr ve cesur cerrahlara borçludur. Kurucularının asker kökenli olmalarının nedeni budur. Plastik cerrahların, kaybedilen el ve parmaklardan saç kaş ekimine, yemek borusu yapılmasından, yeniden meme yapılmasına, yanıktan yüz kemikleri kırıklarına, dudak damak yarıklarından tendon sinir kopmalarına, iyileşmeyen yaralardan çene eklemi bozukluklarına kadar geniş bir yelpazede uygulamaları vardır.